SÜLÜN AVINDA KADIN FARKI

Sülün Avında kadın farkı kabiliyetlerini görünce ön yargıları yıkacak düzeyde. Her ne kadar erkek işi gibi gözükse de kadınlar birçok olanda olduğu gibi avcılıkta da üstün özelliklere sahip. Temel avcılık kabiliyetleri açısından hafife alınmayacak kadar yetenekli, hatta erkeklere parmak ısırtıyor.

Bir kısmı babalarının avcı olması nedeniyle ava merak sarmış bir kısmı kişisel gayretiyle avcı olmuş. Hatta avcılıkta çeşitli stilleri benimseyip ekip olarak avlanıyorlar.

Moğolistan’da yapılan bir kazıda eski bir mezara gömülü iki kişinin iskeletleri arasında, at binme, yay ve ok kullanan bir savaşçı olabilecek bir kadın bulunuyor.

Yapılan çalışmalar, cinsiyete dayalı iş bölümlerinin eski toplumları karakterize ettiğini, ancak sıklıkla varsayıldığı kadar katı bir şekilde uygulanmadığını ileri sürüyor.

KADIN SÜLÜN AVCISI

SÜLÜN AVINDA KADIN FARKI

Moğolistan’daki kadınlar da savaşıyordu

Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nden antropolog Christine Lee, “İkinci bir iskelet analizi, eski Moğolistan’da göçebe çobanların, bazı kadınları siyasi türbülans ve Xianbei dönemi olarak bilinen sık çatışmalar sırasında savaşçı olarak eğittiklerini gösteriyor.” diyor. Xianbei dönemi 147 ila 552 yılları arasındaydı.

Xianbei döneminden yüksek statülü bir Moğol mezarına gömümüş dokuz kişinin incelendiği bir çalışmada, üç kadından ikisi ve altı erkeğin tümü savaşta ata binmiş olduğunun belirtilerini gösterdi.

 

Bu sonuç üç kanıt dizisine dayanıyor:

 

1- Sık binicilikten kaynaklı kemik değişimleri ve atlardan düşmelerden kaynaklanan hasarlar.

 

2- Omuz ve göğüs kaslarının kemiğe bağlandığı noktalardaki değişiklikler de dahil olmak üzere, ok atmak için düzenli olarak yay kullanmanın üst vücuttaki izleri.

 

3- Yüz ve kafada ok ucu yaralanmaları.

 

Mezar daha önce yağmalanmış olduğundan, cesetlerle gömülmüş olabilecek savaşla ilgili nesneler kaybolmuştu.

Daha önce Batı Asya’da, arkeologlar, silah ve savaş teçhizatı içeren kadın savaşçıların potansiyel mezarlarını ortaya çıkarmışlardı.

900 yılları civarına ait yazılı belgeler, savaşlarda savaşan, siyasi güç sahibi ve diplomatik kimliklere sahip Moğol kadınlarına atıfta bulunuyor. Araştırmacılar, Moğol kadınlarının çeşitli faaliyetlerde bulunma özgürlüğünün en azından Xianbei dönemine kadar uzanıyor olabileceğinden şüpheleniyor.

Lee şimdi yaklaşık 2.200 yıl öncesine kadar uzanan daha fazla Moğol mezarındaki kadın savaşçıların iskelet kanıtlarını aramayı planlıyor.

“Belalı kadınlar kuzey Asya göçebe gruplarında uzun bir yol kat etmiş olabilirler”